Home
SANITAS MAGISTERIUM EDUCATION
Workspaces and Experiences
Lecture Notes
Course Videos
International Journal of Health Administration and Education
Online Books
International Meetings
Stories To Myself
Contact
 Quick Access
- Home Page
- About Us
- Services
- News
- Articles
- Contact
SERVICES
HomeServices « back
Ruh Sağlığı Semiyolojisi (kavramları)

 Çeşitli web sitelerinden eğitim amaçlı derlenmiştir. Tüm hazırlayanlara teşekkür ederiz

 UYARI : Her akıl sağlığı bozulmuş kişi anormal davranır ama her anormal davranış gösteren kişi akıl hastası değildir. Bir kişiye akıl hastası tanısı koyabilmek için anormal davranışların ruh hastalığının bilinen belirti, bulgu ve yakınmalarına uyması ve belirti bir şiddet ve sürede devam etmesi gerekir. Ayrıca teşhisi koyan hekimdir.

Normal Davranış

 

Normal davranış, belirli  doğal ve toplumsal ortamlarda, dıştan ve içten gelen belirli şiddet ve süredeki uyaranlara, insanın alışılagelen, düzgün, doğru, kurala uygun biçimde cevap verilmesi, tepki göstermesidir.

Duygusal sağlığı yerinde olan insanların özellikleri şunlardır :

·         Gerçekliği doğru bir biçimde algılamak.

·         Kendi güdülerinin ve duygularının farkında olmak.

·         Davranışlarını kontrol altında tutabilmek.

·         Kendi değerlerini takdir etme ve grup tarafından kabul edildiğini hissetmek.

·         Sevecen bir şekilde ilişki kurabilmek

·         Yeteneklerini üretken alanlara yönlendirebilmek

 

Anormal Davranış

 

Anormal davranış ise belirli doğal ve toplumsal ortamlarda dıştan ve içten gelen belirli şiddet ve süredeki uyaranlara, insanın alışagelenin dışında hatalı, kurala uymayan, uygunsuz cevap vermesi tepki göstermesidir.

 

Kişinin anormal davranış gösterip göstermediğini şu ölçüleri kullanarak anlayabiliriz :

  • Davranışları çevresindeki insanların hoşgörü sınırını aşıyorsa
  • İnsanlarla ilişkileri ve iletişimi bozulmuşsa
  • Kendisinden beklenen beceri ve başarıyı göstermiyorsa
  • Davranış, tutum ve düşünceleri gerçek dışı kabul ediliyorsa bu kişinin anormal davranış gösterdiğini söyleyebiliriz.

 

 UYARI : Her akıl sağlığı bozulmuş kişi anormal davranır ama her anormal davranış gösteren kişi akıl hastası değildir. Bir kişiye akıl hastası tanısı koyabilmek için anormal davranışların ruh hastalığının bilinen belirti, bulgu ve yakınmalarına uyması ve belirti bir şiddet ve sürede devam etmesi gerekir.

http://aysegulyildirimkaptanoglu.com/rsmlr/dosya/psikiyatridehastalikler.doc  

Kişilik Bozuklukları 

 http://www.klinikgelisim.org.tr/eskisayi/kg_22_4/8.pdf

 

Borderline Kişilik Bozukluğu Nedir  http://www.zfp-web.de/fileadmin/Download/Patienteninformationen/tuerkisch/Borderline_Tuerkisch.pdf

http://www.uzmantv.com/konu/borderline-kisilik-bozuklugu 

Psikiyatrinin Tanımı

            Psikiyatri (ruh hekimliği) tıpta uzmanlık dallarından biridir. Bu uzmanlık dalının konusunu ruh sağlığı ve ruhsal bozukluklar oluşturur. Psikiyatri (ruh sağlığı ve hastalıkları) uzmanının ana uğraşı alanı ruhsal bozuklukların tanı, tedavi ve önlenmesi ve ruh sağlığının geliştirilmesidir; bunun yanısıra tıbbın diğer alanlarında çalışan meslekdaşları gibi hastasının bedensel sağlığından da sorumludur. 

Aşagıda Başlıca Psikiyatrik Bozukluklar Tablo 1 de verilmiştir.  

Tablo 1: Psikiyatrik Bozukluklar

 

Ana Kategoriler

Etiyolojik Etken

       Bozukluklar

Tedavi

Organik Kaynaklı Ruhsal Bozukluk

Klinik Olarak Gösterilebilir Bedensel Hastalık

(Enfeksiyon, diabet , toksik madde vb.)

Delirium

Demans

Abstinans Sendromu vb.

..............................

Biyolojik Tedavi

Endojen Psikoz

Beyin Fizyolojisi Düzeyinde Biyolojik/Genetik Yatkınlık Primerdir, Ek Olarak Presipite Edici/Tetikleyici Yaşam Olayları

Şizofrenik Bozukluk

Duygudurum Bozukluğu

Biyolojik Tedavi Primer,

Ek olarak psikoterapi

Nevroz

Kişilik Gelişimi ve Erken Çocukluk Yaşantıları Primerdir, ek olarak biyolojik/genetik yatkınlık

Anksiyete Bozuklukları

Dissosiyatif Bozukluklar

 

.......................

Türüne göre sadece psikoterapi ya da gerekirse ek olarak biyolojik tedavi

Kişilik Bozukluğu

Kişilik Gelişimi, Erken Çocukluk Yaşantıları Primerdir, ek olarak biyolojik/genetik yatkınlık

Çeşitli Kişilik Bozuklukları

(Paranoid, antisosyal, obsessif vb ) ...........................

Psikoterapi Primer, Sadece Ağır Türlerinde Ek Olarak Biyolojik Tedavi

Bozukluk Sayılmayan Fakat

Ele Alınması Gereken Durum

Yaşam Olayları, Kişilerarası İlişkiler

Evlilik Anlaşmazlığı

Okul Başarısızlığı vb.

..........................

Psikoterapi

 

1. Organik Kaynaklı Ruhsal Bozukluklar: Bu bozuklukların semptomları ruhsaldır: Varsanılar, sanrılar, bellek ve yönelim bozukluğu gibi. Ancak ortaya çıkan psikiyatrik bozukluğun nedeni klinik olarak gösterilebilir bir bedensel hastalıktır. Örneğin beyin tümörü, epilepsi, bağ doku hastalalığı gibi. Hastaya organik mental bozukluk  tanısını psikiyatri uzmanı koyar, ancak bu noktadan sonra hasta bir dahili ya da cerrahi tıp dalının hastası durumuna gelir. Çünkü etiyolojinin aydınlatılması ve tedavisi psikiyatrinin sınırlarını aşar, akut olanlarında dahili yoğun bakım olanakları dahi gerekir. Psikiyatri uzmanı bu süreçte konsültasyon hizmeti verir ve ruhsal semptomlara farmakolojik önlemlerle müdahele eder. Ancak etiyolojiye yönelik tedavi kökende yatan bedensel hastalığın türüne bağlı olarak ilgili uzmanın alanına girer. Bu nedenlerle organik kaynaklı ruhsal bozukluklar psikiyatri ile genel tıp arasındaki köprüyü oluşturan bozukluk gruplarından biridir. Organik mental bozukluklarda psikoterapi ile sonuç alınamaz. Ancak hastanın rahatını temin edecek, yönelimini düzeltecek düzenlemelere ve bu yönde sevk ve idareye önem verilir.

            2. Endojen psikozlar: Psikoz deyimi ile kişinin gerçeği değerlendirme yetisini (reality testing) bozan, ağır ruhsal bozukluklar kastedilmektedir. 20.yüzyıl boyunca psikiyatrinin temel bozukluk kategorilerinden olan bipolar duygudurum bozukluğu (manik-depressif psikoz) ve şizofreni  endojen psikozlar olarak düşünülmüşlerdir. Endojen sözcüğü ile bu iki ruhsal bozukluğun organik kaynaklı ruhsal bozukluklar gibi dış (eksojen) etkenler (klinik olarak gösterilebilir bedensel hastalık) tarafından oluşturulmadığı, sadece yaşam olaylarının etkisiyle (reaktif) de oluşamayacağı,  “içten” kaynaklandığı vurgulanmak istenmiştir. Bu iç etkenin bünyesel/konstitüsyonel/genetik/ biyolojik nitelikli olabileceği varsayılmıştır. Gerçekten de  şizofreni ve bipolar duygudurum bozukluğu hiç bir zaman klinik olarak gösterilebilir bir bedensel hastalığın ürünü değildir. Ancak etiyolojilerinde başta genetik nitelikli olmak üzere merkez sinir sistemini etkileyen kimi biyolojik faktörlerin rol sahibi olduğu günümüzde de düşünülmektedir. Varsayılan biyolojik etkenlerin (bunların karmaşık nörotransmitter etkileşimleri olduğu anlaşılmaktadır) işleme düzeni bu güne dek tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak bu biyolojik faktörlerin klinik olarak gösterilebilir bir bedensel hastalıktan farklı olduğu, ancak sinirbilimsel (nöroscience) düzeyde kavranabilir düzenekler olduğuna dikkat edilmelidir.

            “Endojen psikozların” temel tedavisi biyolojiktir. Bu bozuklukların sadece psikoterapi ile iyileştirilmeleri olası gözükmemektedir. İlaç tedavileri ile semptom düzeyinde sonuç alınmaktadır. Şizofrenide daha fazla olmak üzere, ek olarak uygulanan psikoterapinin tedaviyi olumlu etkilediği düşünülmektedir.

            Bipolar duygudurum bozukluğu her zaman psikoz düzeyinde ağır seyretmeyebilir. Ayrıca depresyon epizodu geçirenlerin ancak küçük bir bölümü mani epizodu geçirdiğinden her duygudurum bozukluğu da bipolar bozukluk (manik-depressif psikoz) değildir.

            3. Nevrozlar: Psikozlar kişinin “şuur ve harekat serbestisini” etkileyen ağır ruhsal bozuklukları oluştururken nevrozlar daha çok yetişme koşulları ve çocukluk çağı yaşam deneyimlerine bağlı gelişen görece hafif ruhsal bozukluklar olarak sayılmıştır. Nevrozların etiyolojisinde bilinçdışı ruhsal savunma mekanizmalarının önemli rol oynadığı düşünülmüştür. Anksiyete bozuklukları, dissosiyatif bozukluklar, somatoform bozukluklar, madde bağımlılığı (ruhsal yönü ile) nevrozlar arasında sayılır.  Nevrozların tedavisinde psikoterapi önemli olmakla birlikte özellikle anksiyete bozukluğu grubunda ilaç tedavilerinin de etkin olduğu anlaşılmıştır.

            4.Kişilik Bozuklukları:  Kişinin çevre ve kendini algılama, düşünme ve davranma biçimlerinden görece kalıcı olanlar kişiliği oluşturur. Obsessif, histriyonik, narsistik, antisosyal vb. gibi  çeşitli patolojik kişilik çizgileri tanımlanmıştır. Bu kişilik çizgileri kişinin toplumsal ilişkilerini bozacak ya da kendisi için stres yaratacak düzeyde belirginleştiğinde kişilik bozukluğundan söz edilir. Kişilik bozuklukları  erken erişkinlikte kendisini belli eder ve yaşam boyu devam eder. Nevrozlarda olduğu gibi semptomların belirli bir zaman aralığında ortaya çıkması ile sınırlı değildir. Kişilik bozukluğu kendisini daha çok insan ilişkilerinde belli eder. Kişilik bozukluğu biyolojik yolla tedavi edilemez. Ancak psikoterapi ile ele alınabilir. Kişilik bozukluklarının komğlikasyon biçiminde başka ruhsal bozukluklara yol açabildiği düşünülmüştür.

 

            5. Bozukluk Sayılmayan, Ancak Psikiyatristin Alanına Giren Durumlar:

Evlilik anlaşmazlığı, okul başarısızlığı gibi durunmlar bu çerçevede sayılabilir. Bu gibi durumlar psikoterapi ile ele alınır. Beraberinde bir ruhsal bozukluk varsa ona uygun yaklaşımda bulunulur.

 

            Psikiyatride Tedaviler

            Psikiyatride tedavi biyolojik nitelikli  ya da psikoterapi biçiminde olabilir. Biyolojik tedaviler psikotrop ilaçlar ve elektrokonvülzif tedavidir (EKT). Psikoterapi ise hasta-terapist ilişkisinin etkili araç olarak kullanıldığı konuşma tedavileridir. Psikoterapinin resim yapma, uğraşı vb. yöntemler aracılığıyla yürütülenleri de vardır.Biyolojik tedavilerle psikoterapi arasında bir uzlaşmazlık yoktur. Çoğu ruhsal bozuklukta her iki tedavi türü birlikte kullanılır.

            Psikiyatrik tedavinin uygulanabilmesi için hastanın rıza göstermesi gereklidir. Zorunlu olarak kapalı psikiyatri servisine yatırılma ancak kişinin kendisi ya da başkaları için tehlikeye yol açan durumlarda uygulanır (kesin intihar eğilimi, kaba kuvvet kullanma olasılığı gibi).

           

            Psikiyatri, Diğer Disiplinler ve Toplum

            Psikiyatri hekimliğin bir uzmanlık dalı olmakla birlikte gerek uygulamada, gerekse bilimsel açıdan bir çok disiplinden yararlanır. Klinik psikoloji, hemşirelik ve sosyal çalışma  alanında eğitim gören kişiler çalışılan ortamın özelliklerine bağlı olarak değişen biçimlerde psikiyatri ekibinde görev alır ve kendi uzmanlık alanlarındaki hizmetleri yerine getirirler. Bilimsel açıdan psikoloji, sosyoloji,istatistik, sinirbilim (neuroscience), görüntüleme dalları (radyoloji, nükleer tıp), nöroloji gibi bir çok disiplin psikiyatriye toplumsal ve biyolojik boyutlarda kaynak oluşturur.

            Adli psikiyatri ise hekimliğin bu uzmanlık alanının kendine özgü yönlerinden biridir. Hukuksal düzenlemelere göre kişinin suç işlediği sırada “şuur ve harekat serbestisini” etkileyen ruhsal bozukluklar cezada indirim ya da ceza verilmemesini gerektirir. Ancak her psikiyatrik bozukluk ceza ehliyetini etkilemez. Gerçeği değerlendirme yetisini bozan bozukluklar olan psikozlar bu grup içersinde başta gelir. Öte yandan cezai ehliyet konusundaki karar genel nitelik taşımaz; ruhsal bozukluğun söz konusu edilen belirli olayda etkili olup olmadığı değerlendirilir.

            Psikiyatrinin uygulandığı alana göre üzerinde çalışılan hasta ve sorun türleri büyük değişim gösterir. Yataklı servis, ayaktan tedavi birimleri ve genel hastane konsültasyonları değişik hasta gruplarına seslenir. Üniversite psikiyatri kliniği, çok yataklı psikiyatri hastanesi, cezaevleri, özel muayenehane hekimliği, barışta ve savaşta askeri koşullar psikiyatristin karşısına birbirinden oldukça farklı ruhsal sorunları getiren her biri geniş çalışma alanlarıdır. Ruh sağlığı hizmetlerinin güçlü ve etkili bir nitelik kazanabilmesinde toplum içersindeki örgütlenme ve tıp dışı destek sistemlerinin (dernekler, gönüllü kuruluşlar) önemi vardır. Ruh sağlığı sorunlarının ele alınmasında sadece medikal model çerçevesinde kalınmaması ve sosyal psikiyatrik yaklaşım içersinde ilgili destek sistemleri ve çalışma alanlarının (psikoloji, sosyoloji, sosyal çalışma ...) harekete geçirilmesi gereklidir.

  

Home | About | Workspaces | Lecture Notes | Course Videos | Articles | News | Online Books | International Meetings | Contact | Tags © All Rights Reserved