Home
SANITAS MAGISTERIUM EDUCATION
Workspaces and Experiences
Lecture Notes
Course Videos
International Journal of Health Administration and Education
Online Books
International Meetings
Stories To Myself
Contact
 Quick Access
- Home Page
- About Us
- Services
- News
- Articles
- Contact
SERVICES
HomeServices « back
Trakya Saglik Yonetimi 1. Sinif Sindirim sistemi notlarihttp://megep.meb.gov.tr/mte_progra


http://aysegulyildirimkaptanoglu.com/rsmlr/dosya/sindirimsistemianatomisivefizyolojisi.ppt 

 

 http://aysegulyildirimkaptanoglu.com/rsmlr/dosya/sindirimsistemianatomisivefizyolojisi.doc 

 

 

Sindirim Sistemi Organları

 Bütün canlılarda olduğu gibi insan organizması da canlılığını sürdürebilmesi ve fonksiyonlarını devam ettirebilmesi için enerjiye ihtiyaç duyar. Enerji vücuda alınan besinlerden sağlanır. Besin maddelerinin vücuda alınması, gerekli organlara ulaştırılması, bölünerek yapı taĢlarına ayrılması, tüm hücrelere ulaĢması kana karıĢması ve atık ürünlerinin

dışarı atılması olayına sindirim (digestio) denir.

 Sindirim olayının aşamaları

 Yeme (ingesyon): Sindirimin ilk aĢaması olan yeme, besinlerin ağız  yoluyla vücuda alınmasıdır.

 Mekanik sindirim: Besin maddelerinin yutulabilmesi için dişler aracılığı ile koparılması, parçalanması, ufalanıp öğütülmesi ve mideye gönderilmesi işlemidir.

 Sindirim (digesyon): Besin moleküllerinin daha küçük yapı taĢlarına

ayrılması, kimyasal olarak yıkımıdır.

 Salgılanım (sekresyon): Sindirim kanalının epiteli ve bezler tarafından

su, asit, enzim ve tuzların serbestleĢmesi ile gerçekleĢir. Salgılanan sıvılar

besinlerin sindirim ve emiliminde rol oynar.

 Emilim (absorbsiyon): Yapı taĢlarına ayrılmıĢ olan besin moleküllerinin

bağırsak duvarlarında kan ve lenfatik sisteme emilerek alınması iĢlemidir.

 Dışkılama (defekasyon): Sindirilemeyen ve emilemeyen besin artıklarının vücuttan dışarı atılmasıdır

 Sindirim kanalı, ağız boşluğundan başlayarak anüste sonlanır. Sindirim olayını

gerçekleĢtiren organ ve yapılara sindirim sistemi (systema digestorium) denir. Sindirim

sistemi iki temel bölüme ayrılarak incelenir.

 Sindirim kanalı (canalis digestorius, canalis, alimentarius): Ağızdan anüse

kadar uzanan 8-10 metrelik bir kanaldır. Bu kanalın ağız (ağız boĢluğu = cavum

oris), yutak (pharynx), yemek borusu (oesophagus), mide (gaster), ince

bağırsaklar (intestineum tenue), kalın bağırsaklar (intestineum crassum) ve anüs

olarak adlandırılan bölümleri vardır.

 Sindirime yardımcı organ ve bezler: Yaptıkları salgılarını özel boĢaltım

kanallarıyla sindirim kanalına boşalttıklarından sindirim kanalının eklenti

organları olarak da adlandırılır. Bunlar karaciğer (hepar), pankreas (pancreas)

ve tükürük bezleri (glandula salivariae)dir. 

 Ağza alınan besin maddelerinin mekanik olarak parçalanmasını sağlayan diĢler alt

çene (mandibula) ve üst çene (maksilla) üzerinde alveolus dentales denilen diĢ çukurlarına

yerleşmiş sert, keskin oluĢumlardır.

 Dişlerin yapısı: DiĢin ana maddeleri dentin, mine ve sementtir. DiĢler, dentin

denilen dıştan mine tabakası ile örtülü sert kıvamdaki diş dokusundan meydana

gelir. Dişlerin ortasında boĢluk bulunur (cavum dentis). Bu boşluk coronadan

diş köküne (radix dentis) kadar uzanır ve köklerin ucunda bir delikle sonlanır.

Damar ve sinirler buradan diş özüne girer. Cavum dentisin içi diş pulpası (diş

özü) denen yumuşak bir doku ile doludur. DiĢ pulpası içinde dişlere ait damar

ve sinirler bulunur.

Dişler üç bölümden oluşur. Bunlar:

 Corona dentis (taç): Diş eti dıĢında kalan ve ağızda görülen kısmıdır.

Üzeri mine (enamelum) tabakası ile kaplıdır. Kalsiyum yönünden zengin

ve diĢin en sert tabakasıdır.

 Cervix dentis (boyun): Dişlerin diş eti ile birleşme yerine denir. Diş eti,

diş boynuna sıkıca yapışıktır.

 Radix dentis (diş kökü): Çene kemiğindeki alveollere yerleşmiştir. Diş

kökünün dış yüzü cementum denilen ince kemik tabaka ile örtülüdür. Bu

tabaka diş kökünün alveollere sıkıca tespit edilmesini sağlar. 

Sindirim sistemi organları, kimyasal ve fiziksel sindirimin yapıldığı yerlerden oluşur. Fiziksel sindirimin yapıldığı organlar, gıdaları küçük moleküllere ayırırken, kimyasal sindirimi üstlenen organlar bunları en küçük yapı taşlarına ayırırlar. Bu sistem genel olarak, sindirim kanalını ve bezlerini içerir. Besinlerin vücuda alınmasından, sindirilmesine, yararlı olan besinlerin alınıp, atık maddelerin vücuttan atılmasına kadar olan aşamaları üstlenir. Sindirime yardımcı olan organlar ise, karaciğer ve pankreastır. 

 

Gastrointestinal sistemdeki bazı düz kaslar hem tonik hem de ritmik kontraksiyonlar gösterir. Tonik kontraksiyonlar şiddeti bazen artarak ve bazen de azalarak dakikalarca hatta saatlerce kesintisiz bir şekilde devam eder. Bir seri yüksek çıkıntılı dalga potansiyelinin tonik kontraksiyona sebep olduğuna inanılmaktadır. Tonik kontraksiyonlar Gl kanaldaki besinlerin karıştırılması ve peristaltik olarak itilme hızını, segment içindeki devamlı basıncın miktarını ve sfinkterlerdeki tonik kontraksiyonlarda barsak içeriğinin hareketine karşı sfinkterlerin gösterdiği direncin derecesini belirler. Bu  şekilde pilorik ileoçekal ve anal sfinkterler barsaktaki içeriğin hareketinin düzenlenmesinde yardımcı olurlar.

            Ritmik kontraksiyonlar Gl yoldaki düz kaslarda bazen hızlı dakikada 15-20 kez, bazen de yavaş dakikada 2-3 kez meydana gelirler. Bu kontraksiyonlar Gl yolda besinin karıştırılması ve yürütülmesi gibi devirli görevlerin yerine getirilmesini sağlar. Ritmik kontraksiyonları sağlayan yavaş dalgaların yükseklik ve biçimleri hücreden hücreye fark eder. Fakat çoğunlukla  sinusoidal  dalgalar halindedir. Bazen zirveli olarak gelişir.

GASTROİNTESTİNAL FONKSİYONUN SİNİRSEL KONTROLÜ

 

            İntrinsek İnnervasyon        

            Gastrointestinal kanal enterik sinir sistemi denilen, bir sinir sistemine sahiptir. Bu sistem tamamen organ duvarında yer alır, özofagusta başlar ve anüse kadar devam eder. Enterik sinir sistemi içindeki nöronların sayısı yaklaşık 100 milyon kadar olup, bu miktar tüm medulla spinalisteki nöron sayısına hemen hemen eşittir. Bu nedenle çoğu fizyologlar enterik sinir sistemini otonom sinir sisteminin üçüncü bir kısmı olarak kabul ederler.

            Enterik sinir sistemi temel olarak 2 pleksustan (sinir ağı) oluşur: a- Longitidunal ve sirküler kas tabakaları arasında yer alan myenterik veya Auerbach denilen dış pleksus ve b- Submukozada yer alan submukozal veya Meissner denilen iç pleksus. Pleksuslar birbirlerine sinir lifleri ile bağlıdır. Bunlar düz kasların innervasyonunu sağlayan motor nöronları; mukoza içinde endokrin ve ekzokrin sekresyonu düzenleyen  sekretuvar nöronları; gerim, esneklik, glukoz yada amino asitlere duyarlı duysal nöronları ve inter-nöronları içerirler.

GASTROİNTESTİNAL KANAL HAREKETLERİ

Gastrointestinal kanalda 2 tip hareket meydana gelir. a- ilerletici hareketler, kanal içindeki gıdaları sindirim ve emilim için uygun hızda ileri doğru hareket ettirir. b- karıştırıcı hareketler, barsak içeriğinin karışmasını sağlar.

 

İlerletici Hareketler (Peristaltizm)

Gl kanalın temel itici hareketi peristaltizmdir. Peristaltizm, lümen içeriği tarafından barsak duvarının  gerilmesi ile başlayan refleks bir yanıttır ve özofagustan rektuma kadar gastrointestinal yolun bütün bölgelerinde oluşur. Gerim çoğunlukla uyarının arkasındaki bölgede sirküler kasılmaya, önünde ise gevşemeye neden olur. Kasılma dalgası oral bölgeden kaudal bölgeye doğru yayılır. Bu yayılma esnasında da lümen içeriği 2-25 cm/sn'lik bir hızla iletilir. Peristaltik aktivite barsaktaki otonomik girdi ile azaltılabilir veya çoğaltılabilir, fakat ekstrinsek innervasyondan bağımsızdır. Barsak içeriğinin ilerlemesi barsağın bir parçasının çıkarılması ve orijinal şekli ile yerine yeniden dikilmesi ile bloke edilemez, ancak çıkarılan parça yerine dikilmeden önce ters çevrilirse bloklanma gerçekleşir. Peristaltizm enterik sinir sisteminin entegre aktivitesi için mükemmel bir örnektir. Gl kanalın herhangi bir yerinde myenterik pleksus gelişmemişse peristaltizm bu bölgede çok yavaşlar. Myenterik pleksusun kolinerjik uçlarını paralize etmek için atropin uygulanırsa peristaltizm çok azalır hatta bloke olur. Yani; etkin peristaltizm için myenterik pleksus gerekir. Bu nedenle komplekse myenterik refleks veya peristaltik refleks adı verilir. Persitaltizmin peristaltik refleks ile beraber anüse doğru ilerlemesine "barsak kanunu" denir. 

Home | About | Workspaces | Lecture Notes | Course Videos | Articles | News | Online Books | International Meetings | Contact | Tags © All Rights Reserved