Hastalıklar genellikle nedenlerine göre sınıflandırılarak birkaç grupta incelenir: Hastalık Gurupları: - Bulaşıcı Hastalıklar
- Çocuk Hastalıkları
- Deri Hastalıkları
- Göğüs Hastalıkları
- Göz Hastalıkları
- Kadın Hastalıkları
- Kalp ve Damar Hastalıkları
- Ruh Hastalıkları
- Sindirim Sistemi Hastalıkları
- Sinir Hastalıkları
Bulaşıcı BULAŞICI Hastalıklar, çocukluk çağından başlayarak her yaş grubunda karşılaşılan en yaygın ve en büyük hastalık gruplarından biridir. Bu hastalıklar mikroplardan, yani bakteri, virüs, riketsiya ya da tekhücreli asalaklardan ileri gelir ve hastalığın etkeni olan mikrobun "alınmasıyla" insandan insana bulaşır. Ölümcül hastalıklardan çoğunun nedeni bakterilerdir (bak. BAKTERİ). Ama güçlü mikroskopların ve gelişmiş laboratuvar tekniklerinin bulunmasından sonra verem, difteri (kuşpalazı), zatürree, boğmaca, tifo, veba, cüzam, kolera, şarbon, kızıl, tetanos ve menenjit gibi ağır hastalıkların etkeni olan bakteriler kesin olarak saptanabilmiştir. OKUNACAK http://sbu.saglik.gov.tr/Ekutuphane/kitaplar/t10.pdf Bütün mikroplar içinde en küçükleri ve en dirençlileri olan virüsler ise kızamık, kızamıkçık, kabakulak, suçiçeği, çiçek, kuduz, çocuk felci, sarıhumma, AİDS, grip ve soğuk algınlığı gibi çeşitli bulaşıcı hastalıklardan sorumludur. Bakterilere çok benzeyen, ama virüsler gibi ancak canlı bir hayvan hücresine girdiklerinde çoğalabilen riketsiyaların neden olduğu en önemli hastalıklar tifüs ile trahomdur. Sıtma hastalığı anofel cinsi sivrisineklerle, uyku hastalığı ise çeçe sinekleriyle taşınan tekhücreli hayvansal asalaklardan ileri gelir. Amipli dizanteri, uyuz ve şistozomiyaz da gene tekhücreli asalakların neden olduğu hastalıklardır (bak. Asalak VE ÇÜRÜKÇÜL CANLILAR).
Asalak yaşayan bazı tekhücreli mantarlar da kolayca bulaşan çeşitli hastalıklara yol açar. Ama bu hastalıklardan hiçbiri bakteri ve virüslerden kaynaklanan hastalıklar kadar ağır ve tehlikeli değildir. Hastalık etkenlerinin belirlenmesinden sonra bulaşıcı hastalıklardan çoğu çeşitli yollarla denetim altına alınmıştır. Hatta mikrobunu tümüyle yok etmekle bir hastalık yeryüzünden büsbütün silinebilir. Bunun en canlı örneği, bir zamanlar en korkulan hastalıklardan biri olduğu halde bugün çağdaş tıbbın başarısıyla tarihe karışmış olan çiçek hastalığıdır.
Düzenli aşılamayla çocuk felci ve difteri gibi bazı hastalıkların önü alınmış, toplum sağlığı ve temizlik hizmetlerinin iyileştirilmesiyle kolera ve tifo hastalıklarının görülme sıklığı eskiye oranla azalmıştır. İyi beslenme, daha iyi konutlarda yaşama ve erken tedavi sayesinde verem de artık geçen yüzyıllardakı kadar yaygın ve ürkütücü bir hastalık değildir. Ayrıca, antibiyotikler gibi etkili ilaçlarla bugün birçok bulaşıcı hastalık tedavi edilebiliyor (bak. ANTİBİYOTİKLER). Beslenme bozuklukları ya da beslenme yetersizlikleri, vücuda gerekli olan protein, vitaminler, mineraller ve öbür temel besin maddelerinin yiyeceklerle yeterince alınamama sından ileri gelir. Bu gruptaki hastalıkların en önemlileri iskorbüt, beriberi, raşitizm ve pellagradır. Afrika'nın yoksul ülkelerinde, yetersiz beslenmeye bağlı çeşitli hastalıklar milyonlarca insanı etkilemektedir (bak. BESLENME).
Hormon hastalıkları, bazı iç salgıbezlerinin gereğinden az ya da çok hormon üretmesinden kaynaklanır. Örneğin şeker hastalığının nedeni, pankreas bezinin yeterince ensülin hormonu salgılayamamasıdır (bak. HORMONLAR).
Kanserler, ölüm nedenleri arasında en üst sıralarda yer alan çok önemli bir hastalık grubudur. Bu hastalıklarda vücut hücreleri denetimden çıkarak hızla çoğalır ve "kötü huylu ur" denen yumrular oluşturarak vücudun başka bölgelerine yayılma eğilimi gösterir (bak. Ur). Kanserlerin nedeni henüz tam olarak anlaşılamamıştır; ama bazı kanserlerin çevre koşullarıyla, belki de havadaki zararlı ışınımlar (radyasyon) ve tozlarla ilişkili olduğunu gösteren kanıtlar vardır.
Kalıtsal hastalıklar'da genetik yapıdaki herhangi bir bozukluk kuşaklar boyunca aynı ailenin bireylerine kalıtım yoluyla aktarılır. Ama bozuk genlerin aktarılması ailedeki her bireyin mutlaka hastalıklı doğacağı anlamına gelmez. Örneğin ana babadaki şeker hastalığı bazen çocuklarında yaşam boyu ortaya çıkmayabilir. Buna karşılık, az rastlanır kalıtsal bir sinir hastalığı olan Huntington koresinin ana babadan çocuklara kalıtımla geçme olasılığı yüksektir. Mongolizm ve hemofili de kalıtım yoluyla aktarılan genetik yapı bozukluklarıdır.
Vücudu mikroplara ve öbür yabancı etkenlere karşı korumakla görevli olan bağışıklık sistemi de bazen hastalıkların kaynağı olabilir (bak. Bağişiklik). Örneğin bu sistemin toz, tüy gibi yabancı cisimlere karşı aşırı tepki vermesinden ileri gelen astım ve saman nezlesi gibi alerjiler birer bağışıklık hastalığı'd\r (bak. ALERJİ). Bağışıklık sisteminin, yabancı cisimlere yaptığı gibi doğrudan vücut hücrelerine savaş açması da romatizmamsı artrit gibi özbağışıklık hastalıklarına neden olur.
Vücuttaki her organın ya da organlar sisteminin kendine özgü hastalıkları vardır. Örneğin kalbi ve kan damarlarını etkileyen çeşitli kalpdamar hastalıkları ya da dolaşım bozuklukları arasında yüksek tansiyon (kan basıncının artması), damar tıkanıklığı ve damar sertliği sayılabilir. Bütün vücut dokuları atardamarlarla taşınan oksijen yüklü temiz kanla beslendiği için kalpdamar hastalıkları çok ciddi sorunlar yaratır. Batı ülkelerinin çoğunda bu hastalıklara bağlı ölüm oranı bütün öbür hastalıklardakinden daha yüksektir.
Kalp hastalıkları, tek bir nedene bağlı olmayan, hatta birçok etkenin bir arada bulunmasıyla ortaya çıkma olasılığı artan hastalıkların belki de en iyi örneğidir. Ailesinde kalp hastalığı olan, sigara içen, yağlı yemekler yiyen, şişman ve hareketsiz kişilerin ileride kalp hastalığına yakalanma olasılığı normalden daha yüksektir.
Çalışma koşullarından kaynaklanan ve aynı iş kolunda görülme sıklığı yüksek olan hastalıklara meslek hastalıkları denir. Örneğin sürekli olarak kurşun ya da cıvayla çalışanlarda, bu maddelerin yavaş yavaş vücut dokularınca emilmesi nedeniyle zehirlenmeler görülür. Sanayide kullanılan bazı kimyasal maddeler de sanlığa, karaciğer hastalıklarına ve bazı kanser türlerine yol açar. Maden işçileri çok küçük toz parçacıklarını solunumla aldıkları için bu iş kolunda akciğer hastalıkları çok yaygındır. Nükleer enerji santrallannda çalışanların her an zararlı ışınımlarla karşı karşıya kalmaları da birçok tehlikeyi beraberinde getirir.
Mikroplu hastalıklar, kanserler ve başka etkenler beyne ve sinir sistemine de zarar verebilir. Bu durumda beyinde bir doku yıkımı ve yapı bozukluğu söz konusu olduğu için bunlar yapısal sinir hastalıkları'dır ve çoğu zaman kişinin davranışlarını da etkiler. Ayrıca, dokularda herhangi bir yozlaşma ya da yıkım olmadığı halde sinir sisteminin görevini tam olarak yerine getiremediği işlevsel sinir hastalıkları da vardır. Örneğin sara genellikle yapısal, çok ender olarak işlevsel bir sinir hastalığı özelliği gösterir.
Hiç alışılmadık, yadırgatıcı ya da akıldışı davranışlarda bulunan kişilerin durumu ise genellikle ruhsal bozukluk ya da ruh hastalığı olarak adlandırılır. Çok çeşitli olan bu hastalıklar hafif bir ruhsal çöküntüden (depresyondan) şizofreniye kadar uzanır. Genellikle kalıtsal ve toplumsal etkenlerden ileri geldiği düşünülen bu hastalıkları bazı uzmanlar beyindeki yapısal ve kimyasal değişikliklere bağlarlar. Bütün öbür hastalıklar gibi ruh hastalıklarının da nedeni anlaşıldığında tedavi ve iyileşme umudu artacaktır.
BULAŞICI HASTALIKLAR
Bulaşıcı Hastalık Nedir? Bulaşıcı hastalık ya da Enfeksiyon hastalıkları, herhangi bir yolla insana geçme özelliğindeki hastalık yapıcı mikropların veya parazitlerin vücuda girmesiyle ortaya çıkan hastalıklardır. Bulaşıcı Hastalıklar Nasıl Bulaşır? Hastalığı yapan organizmalar, virüsler, bakteriler, riketsialar, mantarlar olabilir. Bütün bulaşıcı hastalıklar bir veya birkaç yolla insana geçebilme özelliğindedir. İnsandan insana, hayvandan insana olduğu gibi, topraktan insana da bulaşma gerçekleşebilir. Bulaşıcı Hastalıkların Bulaşma Yolları şunlardır: - Öksürürken, aksırırken yada konuşurken ağızdan çıkan damlacıkların başkası tarafından teneffüs edilmesiyle (verem, boğmaca ve çeşitli solunum yolu hastalıkları);
- Doğrudan deri temasıyla ve cinsel temasla;
- Hastanın kullandığı çamaşır, yatak eşyası ve yiyecek eşyaları gibi malzemeler vasıtasıyla;
- Hayvanların insandan insana veya hayvanlardan insanlara hastalık taşımasıyla (örneğin sıtma);
- Hastalandırıcı mikroplarla kirlenmiş yiyecekler ve içeceklerin alınmasıyla (Suyla bulaşan hastalıkların başlıcaları tifo, dizanteri, kolera ve paratifo olarak sayılabilir. Yiyeceklerle de besin zehirlenmeleri ve gastroenteritler meydana gelebilir.);
- Hastalıklı bir anneden hamilelik sırasında veya doğum esnasında bebeğe hastalık bulaşmasıyla (Frengi, kızamıkçık, belsoğukluğu mikrobunun yaptığı göz iltihabı bu yolla bulaşabilir.).
Suni olarak meydana getirilen bağışıklıkta, kişiye zayıflatılmış, ölü mikroplar veya mikrop maddeleri verilir. Bunlara karşı hastalık belirtileri hâsıl olmaksızın antikor teşekkül eder. Böylece kişinin hastalığa karşı korunması sağlanır. Birçok hastalığa karşı kullanılan aşılar böyledir. Aşılar her bulaşıcı hastalıkta tesirli olmayıp, ancak belli sayıda hastalıkta tesirlidir. Hastalığa yakalanma ihtimali daha yüksek olanlar şunlardır:
- Bulaşıcı hastalıklar salgın olduğu yerlere gidenler,
- Üç aylıktan daha küçük bebekler,
- Ailesinde bulaşıcı hastalık taşıyan kişi bulunanlar,
- Yaşlı ve yatalak olanlar,
- Kanser gibi bağışıklık sistemini felce uğratan bir hastalığı olanlar,
- Bağışıklığı bastırıcı ilaçları kullananlar.
Bulaşıcı hastalık belirtileri: Bulaşıcı hastalıklarda bazı belirtiler vardır ki, hemen hemen bütün hastalarda bulunur. Bunlar; ateş, halsizlik, iştahsızlık, baş ağrısı, genel vücut ağrıları olarak sayılabilir. Bazı hastalıklarda döküntüler olabilir (kızıl, kızamık, çiçekte olduğu gibi). Hazım sistemini tutan hastalıklarda ise genellikle ishal vardır. Bulaşıcı Hastalıklar ve Korunma Yolları: Her doğan çocuğa, zamanı geldiğinde aşı yaptırmalıdır. Vücudu devamlı kuvvetli tutmalı, dengeli ve sağlıklı yeme-içmeye çok dikkat edilmelidir. Düzenli bir hayat sürmeli. Bulaşıcı hastalık salgını olan yerlere mecburen gitmek gerekiyorsa, alınacak tedbirler ve yapılacak aşılar konusunda bir hekime danışmalıdır. Temizlenmemiş kirli yiyecekler yememeli, vücut temizliğine gereken dikkati göstermelidir. Bulaşıcı hastalıkların tedavisi çok çeşitli olup, hastalık yapıcı mikrobun cinsine göre değişir. Penisilin ve benzeri antibiyotikler bakterilere karşı tesirlidir. Sıtma gibi tek hücreli canlı cinsi mikroplarla meydana gelen hastalıklar da, çeşitli kimyevi maddelerden müteşekkil ilaçlarla iyileştirilir. Virüs hastalıkları ise antibiyotiklerden etkilenmezler. Başlıca bulaşıcı hastalıklar: Belsoğukluğu, Bruselloz, Çiçek hastalığı, Difteri, Dizanteri (amipli veya basilli), Grip, Hepatit, Kızamık, Kolera, Menenjit, Psittakoz, Sıtma, Suçiçeği, Tetanos, Tularemi, Tüberküloz, Uyku hastalığı, Zatürre, Tifo, Tifüs. |