Home
SANITAS MAGISTERIUM EDUCATION
Workspaces and Experiences
Lecture Notes
Course Videos
International Journal of Health Administration and Education
Online Books
International Meetings
Stories To Myself
Contact
 Quick Access
- Home Page
- About Us
- Services
- News
- Articles
- Contact
SERVICES
HomeServices « back
Trakya Saglık Terminolojisi Trakya Sağlık Yönetimi Bahar 2015

 

 KİTAPLAR: 

 http://aysegulyildirimkaptanoglu.com/rsmlr/dosya/bir.pdf 


http://aysegulyildirimkaptanoglu.com/rsmlr/dosya/iki.pdf  

http://aysegulyildirimkaptanoglu.com/rsmlr/dosya/uc.PDF  

 http://aysegulyildirimkaptanoglu.com/rsmlr/dosya/dort.pdf

http://aysegulyildirimkaptanoglu.com/rsmlr/dosya/bes.PDF  

http://aysegulyildirimkaptanoglu.com/rsmlr/dosya/salti.pdf 

https://obs.bilecik.edu.tr/dosyalar/DersMateryal/t%C4%B1bbiterminolojia%C3%A7%C4%B1k%C3%B6%C4%9Fretimfak%C3%BCltesiyay%C4%B1n%C4%B1.pdf 

Çeşitli Web Sitelerinden text book amaçlı derlenmiştir: http://www.acilveilkyardim.com/acilbakim/bulasicihastaliklar.htm#top

Enfeksiyon hastalıkları, tıp literatüründe virus, mantar, bakteri, riketsialar,parazitlerin insanların vücutlarına girmesiyle oluşan hastalıkların genel adına verilen isimdir.

Infeksiyon hastalıkların tedavi edildiği yerler de intaniye gibi değişik isimlerle anılmaktadır. Farklı isimlerle de anılan enfeksiyon hastalıklarına neden olan virus, mantar, mikrop ya da parazitler, insan vücuduna birçok farklı yollardan girebilmektedir.

Enfeksiyon hastalıkları, özellik bakımından bulaşıcı özellikler gösterebilir ve hastalığın yayılması kişiden kişiye göre değişebilmektedir. Buna ise, kişinin hastalıklara karşı direnç özelliği oldukça önemli bir rol oynar. Bu tür hastalıklara, mikro düzeydeki varlıklar neden olur ve de bu türden bazı hastalıklar çok ciddi sağlık sorunlarına da yol açabilmektedir. Bu nedenle, enfeksiyon hastalıkları ciddiye alınmalıdır. Virüs, rikesia, mantar ya da bakteri gibi türler vücut içerisine girerler ve enfeksiyon hastalıklarının oluşmasına neden olurlar. Önlem alınmazsa, bu hastalıklar gelişebilmektedir.

3600_has2

Enfeksiyon hastalıklarının diğer bir adı bulaşıcı hastalıklardır. Bulaşıcı hastalıklar, adından da anlaşılabileceği gibi insanlara farklı yollardan bulaşmakta ve kişiyi hasta edebilmektedir. Bu bulaşma, insandan insana olduğu gibi hayvanlardan da bulaşabilmektedir. Toplumda pek bilinmemesine rağmen insanlara hastalık topraktan da geçebilmektedir. Bu durum, toplum arasında bilinmemekle birlikte bu konuda herhangi bir bilinç de yoktur. Fakat, topraktan insana hastalık bulaşma riski oldukça azdır. Hastalığın kişiye bulaşmasında genelde belli başlı noktalar bulunur. Bunlardan en yaygını ise, ağızdan çıkan damlacıkların ortamdaki kişiler tarafından solunmasıdır. Bu durum, hastalık bulaşmasında en yaygın bir şekilde görülen durumdur. Bunun dışında konuşmak, aksırmak, hapşırmak ya da öksürmek gibi durumlarda da hastalığa neden olan mikro canlılar, ortamda bulunan insanlara bulaşabilmektedir.

Öyle ki, deri teması yoluyla dahi kişiye hastalık bulaşabilmektedir. Deri yoluyla bulaşma riski taşıyan hastalıklarda bu tür hastaların eşyalarının sterilize edilmesi gereklidir. Öyle ki, bazı enfeksiyon hastalıklarında kişinin kullanmış olduğu yatak eşyaları ve kıyafetlerinden bile kişilere hastalık bulaşabilmektedir. Hastalığı deri yoluyla bulaşma riski olan hastalar, çevresine hastalık bulaştırmamak için hekimine danışmalı ve de bu doğrultuda oldukça dikkatli davranmalıdır. Öyle ki, yaşanılan toplum kalabalıktır ve de hastalık bulaşma riski çok fazladır. Bunun dışında, kişiler arasında olan yiyecek ya da içecek paylaşımı da, bu tür hastalıkların kişiye bulaşmasına neden olan diğer durumlardır.

3600_has1

Bulaşıcı hastalıkların kişilere bulaşması genelde bu şekildedir. Fakat, bazı bulaşıcı hastalıkların tarihsel süreçte önüne geçilememiş ve gerçekleştiği dönemde yüz binlerce insanın ölümüne sebep olmuştur. Buna en iyi verilebilecek örnek ise, sıtma hastalığıdır. Bu hastalık, hayvanlardan insanlara geçmektedir. Tarihte çok ölümcül sıtma vakaları oluşmuş ve uzun yıllar çözüm bulunamadığı için yüz binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Bu hastalığa neden olan mikrobu, Anofel adı verilen bir sivrisinek türü insanlara bulaştırmaktadır. Öyle ki, bakıldığında dünyada insan ölümüne en çok sebebiyet veren hayvan türü, sivrisineklerdir. Bu durum, uzun süren araştırmalar ve de istatistiksel veriler ışığında kanıtlanmıştır.

Bunun dışında enfeksiyon hastalıklarına sebep olabilen durumlar arasında, temiz olmayan yiyecek ve de içecek kaynakları bulunur. Bu tür hastalıklara en iyi örnekler ise, tifo, kolera ve de dizanteri gibi çok tehlikeli hastalıklardır. Sonucu ölümcül olan enfeksiyon hastalıklarına karşı, bilinçli olmak sağlık açısından oldukça önemlidir.

Enfeksiyon Hastalıkları departmanı bakteri, virüs, parazit veya mantar gibi mikroorganizmaların neden olduğu hastalıkların tanı ve tedavisi ile uğraşan uzmanlık alanıdır. Enfeksiyon Hastalıkları Polikliniğinde ayaktan gelen hastalar takip ve tedavi edilmekte ve gerektiğinde yatırılarak tedavi edilmektedir.  

Departmana bağlı olan Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvarında hastalık etkeni mikroorganizmaların tespitine yönelik testler yapılmaktadır. Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvarımızda Bakteriyoloji (bakteri bilimi), viroloji (virus bilimi), mikoloji (mantar bilimi), parazitoloji (parazit bilimi) ve seroloji (kanda mikroorganizmalara karşı oluşan antikorları araştıran bilim) ile ilgili testler yapılmaktadır. 

Enfeksiyon Hastalıkları Polikliniğine Ne Zaman Gidilmelidir?

Mikrobik hastalıkların en önemli ve en büyük işareti ateş dir.

Ateşi olan her hastanın gitmesi gereken bölüm Enfeksiyon Hastalıkları Polikliniğidir. Enfeksiyonu olan hastaların en iyi şekilde değerlendirilmesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı tarafından yapılabilir.

Enfeksiyon Hastalıkları Polikliniğinde tedavi edilen diğer şikayet ve durumlar şunlardır: boğaz ağrısı, aksırık-burun akıntısı, öksürük-balgam, idrarda yanma, sık idrara çıkma ve idrara sıkışma, sarılık, hepatit taşıyıcılığı, ayağa yada vucudun herhangi bir yerine paslı metal batması, kene ısırması, köpek, kedi, vb. hayvanlar tarafından ısırık yada tırmalanma halleri, ishal, paraziter hastalıklar, döküntüyle seyreden bazı hastalıklar ve cilt enfeksiyonlarıdır. Bu hastalık ve durumların bir çoğunda ateş olmayacağı akılda tutulmalıdır. 

Enfeksiyon Hastalıkları Polikliniğinde tedavisi yapılan başlıca hastalık ve sorunlar şunlardır:

AteşDiyabetik ayak enfeksiyonları
Hastane enfeksiyonlarıBası yarası (dekübit ülseri) enfeksiyonları
Grip (influenza), nezle-soğuk algınlığıSinüzit
Boğaz enfeksiyonları (farenjit, tonsilit)Selülit ve diğer cilt enfeksiyonları
Akciğer enfeksiyonları (zatüre-pnömoni)Sarılık-Hepatitler (hepatit A, hepatit B, hepatit C vb)
İdrar yolu enfeksiyonları (sistit, böbrek enfeksiyonları)İshaller
Eklem enfeksiyonlarıParaziter hastalıklar (tenya, kıl kurdu vb)
Erişkin aşılamaTüberküloz
Cinsel yolla bulaşan hastalıkların tanı ve tedavisi ve kuşkulu ilişki sonrası taramaKemik enfeksiyonları (osteomyelit ve spondilodiskitler)
Seyahat danışmanlığı

Zoonotik hastalıklar (bruselloz, kırım-kongo kanamalı ateşi, sıtma vb) 

 

 MİKROBİYOLOJİ LABORATUVARINDA YAPILAN TESTLER

Kültür ve Antibiyotik duyarlılık testleriSeroloji testleri (hepatitler, Anti-HIV, brusella vb)
Tüberküloz kültürüKlamidya, mikoplazma, üreaplazma testleri
PCR (HBV DNA, HCV RNA, HIV RNA, tüberküloz vb)

Mikroskopik incelemeler (Gram boya, gimsa, ARB vb)

 

 

 Duyarlı Konak :

İnsan vücudu mikroorganizmaların girişi ve çoğalmasına karşı kendini çeşitli savunma mekanizmaları ile korur. Savunma mekanizmaları normal çalışırsa enfeksiyon meydana gelmez. Ancak mekanizmalar herhangi bir nedenle zayıflarsa mikroorganizmalar hastalığı başlatırlar.Böyle kişilere duyarlı konak denir.

Savunma mekanizmaları ;Kötü hijyen koşulları ,beslenme bozukluğu ,yaşın her iki uç noktası ( Bebeklik – Yaşlılık ), iklim , fiziksel bariyerlerin yetersizliği ( cilt ve mukozalarda ki bozukluklar ) , kalıtımsal yada kazanılmış bağışıklık sistemi yetmezlikleri , stresler , kronik hastalıklar , tıbbi ve cerrahi tedaviler , yetersiz bağışıklama ( Aşılar ) , gibi nedenlerle zayıflar ve kişi hastalıklara duyarlı hale gelir.

Enfeksiyonların bulaşma yolları :

1)Hava yolu ile bulaş :

Mikroorganizmaları içeren partikül yada toz parçacıkları havada uzun süre asılı kalır ve hava akımları ile geniş alanlara yayılırlar. Solunarak duyarlı konak tarafından alınırlarsa hava yolu ile bulaş meydana gelir. Örneğin : Tüberküloz(Verem )

2)Temas yolu ile bulaş :

Doğrudan temas , dolaylı yoldan temas ve damlacık saçılması ( Öksürme, hapşırma ,gülme ile ortama saçılan damlacıklar ) yollarından biri ile olur.

  • Doğrudan temas : Mikroorganizmaların insandan insana fiziksel dokunma ile bulaşmasıdır.Uçuk ve bit enfeksiyonu örnek verilebilir.
  • Dolaylı temas : Duyarlı kişi mikropla bulaşmış bir nesneye dokunursa meydana gelir. ( Kapı kolu , asansör düğmesi v.b.)
  • Damlacık saçılması : Hasta kişinin solunum salgıları ile temas sonucu oluşur. Hasta konuşma,gülme,hapşırma,öksürme ile ortama enfekte salgılar saçar. Bunlar havada 1 metre kadar yayılarak yakında ki kişinin ağız, burun , göz dokularında yerleşebilir. Boğmaca,grip,zatürre damlacık saçılması ile bulaş gösteren enfeksiyonlardır.

3) Ara kaynak ile bulaş :

Duyarlı bir kişi tarafından alınıncaya kadar mikroorganizmaların yaşam döngüsünü sağlayan maddeler ara kaynaktır. Su, kan, serum,plazma ,çeşitli tedaviler , yiyecek maddeleri ve dışkı ara kaynak olabilir.Tifo, HepatitA, Kolera bu enfeksiyonlara örnek verilebilir. Yurt dışı seyahatlerinde açıkta satılan yiyecekleri almamak , kapalı kutularda satılan ve güvenli olduğundan emin olunacak sıvıları tüketmek sağlık açısından çok önemlidir.

4) Vektör yolu ile bulaş :

Mikroorganizmayı canlı bir organizmaya aktaran pire , kene ya da sivrisinek gibi bir ara taşıyıcı ( vektör ) varsa vektör yolu ile bulaş meydana gelir. Daha çok tropikal bölgelerde görülür. Lyme hastalığı kenelerle , Sıtma sivrisineklerle insanlara bulaşan hastalıklardır.

Enfeksiyonların giriş yolları :

Enfeksiyon etkeninin duyarlı kişiye girme ve yayılma yoludur. Bazı mikroorganizmalar için özel giriş yolları vardır.Bunlar :

*Tüberküloz ( Verem ), Soğuk algınlığı ,difteri, grip , boğmaca gibi enfeksiyonların mikropları solunum sistemi yoluyla vücuda girerler.

*AIDS , Hepatit B virüsleri kan dolaşımıyla ya da diğer vücut sıvıları ile girerler.

*Salmonella ( Tifo ), kolera sindirim sistemi yoluyla girerler.

*Gonore ( Bel soğukluğu ), Sifiliz( Frengi ) etkenleri üreme organları öncelikli olmak üzere mukozalardan girerler.

*Kuduz, tetanoz mikropları cilt bütünlüğünün bozulduğu yerlerden vücuda girerler.

ENFEKSİYONLARDAN KORUYUCU ÖNLEMLER

Enfeksiyon hastalıklarının ortaya çıkmasını ve yayılmasını önlemek için yapılabilecek birçok şey vardır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:

  • Kapsamlı Bağışıklama : Enfeksiyon hastalıkları görülen bölgelere seyahat edenlerin yada bu bölgelerden göç edenlerin aşılanması , çocukluk ve yetişkin aşılarının tam ve düzenli yapılması gibi.Bugün bağışıklama ile difteri ,tetanoz,boğmaca ,kızamık , kızamıkçık , bir kısım menenjit tipleri, çocuk felci ,hepatit B , hepatit A,pnömokoksik pnömoni ( zatürre ) , influenza ( grip ) ve kuduz dahil olmak üzere bir çok hastalığı kontrol etmek mümkündür.
  • Hamilelerde yapılan bağışıklama plasenta yoluyla bebeğe antikorların geçmesini sağlar.Emzirmekle de annenin antikorları bebeği bazı enfeksiyonlardan korur.
 
 

ENFEKSİYON ZİNCİRİ

 

1 - Enfeksiyon  etkeni: Bakteri, virüs, mantar, parazit şeklinde isimlendirilen, patojen mikroorganizma(lar)dır. Enfeksiyon etkeninin hastalık oluşturma potansiyeli, şu koşullara bağlıdır:

¯     Mikroorganizmanın  sayısına                                                  DOZ  x   VİRÜLANS

¯     Mikroorganizmanın  virülansına                 ENFEKSİYON = --------------------------------

¯     Bireyin vücut  direncine                                                            KONAK  DİRENCİ

 

DOZ: Mikroorganizmanın hastalık oluşturabilmesi için gerekli olan sayısal yeterliliğidir. Bazıları çok az miktarlarda hastalık oluşturabilirken diğerleri fazla sayıda hastalık oluşturabilmektedirler.

Genel kural: mikroorganizmanın sayısı arttıkça hastalanma olasılığı da  artar.

VİRÜLANS: Mikroorganizmaların  hastalık oluşturabilme yeteneğidir. Bazı mikroorganizmalar çok virülandır. Örneğin, Hepatit B virüsü (HBV) yüzeylerin üzerinde haftalarca canlı kalabilir ve kişiye bulaştığında miktarı az olsa bile hastalık oluşturabilir. Oysa AİDS etkeni olan HIV, ışık ve havada kısa bir süre kaldığında ölür. HBV, HIV’ e göre  40 kat daha bulaşıcıdır.

 

2 - Enfeksiyon  kaynağı ( rezervuar) : Mikroorganizmaların  doğal olarak yaşayıp çoğaldıkları ortamdır: insan, hayvan veya cansız nesneler (su, toprak vd.).

 

3 - Çıkış  kapısı: Mikroorganizmaların enfeksiyon kaynağından ayrıldıkları yerlerdir. İnsanlarda; solunum sistemi, boşaltım sistemi, sindirim sistemi  ve deri bütünlüğünün bozulduğu yerlerdir. Örnek: balgam, tükürük, kan, idrar, dışkı, meni, vajen salgısı, gözyaşı vs. aracılığı ile bu kapılardan çıkarlar.

 

4 - Bulaşma yolu ( yayılma yolları, kaynaktan çıkış): Mikroorganizmalar bir yerden bir yere çeşitli yollarla taşınırlar. Bulaşma yolları: kontamine su ve besinler olabileceği gibi kontamine eşyalarda olabilir; örnek, makas, tarak, şapka, giysi  vb. Hava, toz zerrecikleri, portör veya vektör ile de mikroorganizmalar bulaşabilirler.

¯     Vektör: Sinek, bit, kene, fare vd bazı hayvanlar, bazı hastalıkları taşırlar bunlara vektör denir. Örneğin, sıtma mikrobu  anofel adı verilen dişi sivrisinekte gelişimini tamamlayarak, sineğin insanı sokmasıyla insana geçerek hastalık yapar. İnsanda hastalığın ortaya çıkabilmesi için sıtma mikrobunun mutlaka sivrisineğin vücudunda bir süre kalarak gelişim aşamasını tamamlaması gerekir. O nedenle insandan insana bulaşmaz.

¯     Portör (taşıyıcı) : Bir insan veya hayvan, bir mikroorganizmayı vücudunda taşıdığı halde, kendisinde hastalık belirtisi görülmezken diğer insanlara bulaştırabiliyorsa bu kişilere portör denilmektedir. En sık görülen, Hepatit A virüsü (HAV) taşıyıcılarıdır. Bu kişiler  besin endüstrisinde kesinlikle çalışmamalıdır.

 

5 - Giriş kapısı: Mikroorganizmaların vücuda girdiği yerlerdir. Genellikle giriş kapısı ile çıkış kapısı aynıdır: ağız, burun, kulak, göz, kan damarları, hasar görmüş deri vd. (Sağlam deriden mikroorganizma giremez)

 

6 - Konakçı: Mikroorganizmayı vücudunun üzerinde veya içinde barındıran insana ( veya hayvana, bitkiye) denir. Özellikle vücut direnci azalmış; kronik hastalığı olan (kronik böbrek, kalp hastalığı, KOAH, kanser vs. gibi), dengesiz beslenen, aşırı yorgunluk, alkol ve sigara bağımlılığı, bağışıklık sisteminin yetersiz olması durumunda kişiler, mikroorganizmalar için uygun konakçıdırlar.

 

HASTALIKLARIN  BULAŞMA  YOLLARI

 

Hastalıklar, 1- Doğrudan  temas,  2- Dolaylı temas ile (havayla, araçlarla, vektörle) bulaşırlar.

 

1 - Doğrudan  temas: Enfekte kişinin, duyarlı kişi (konakçı) ile doğrudan teması sonucu oluşan bulaşma şeklidir. Cinsel ilişki, cinsel öpüşme, kan nakli  doğrudan temas ile bulaşmaya örnektir. Bu yolla; AİDS, HBV, frengi (bel soğukluğu), sifiliz, vd. hastalıklar bulaşmaktadır.

 

2 - Dolaylı  temas: Mikroorganizmanın, konakçıya bir aracı kullanarak girmesidir. Bu aracılar:

¯  HAVA YOLU İLE BULAŞMA:  Uzun süre açıkta canlı kalabilen mikroorganizmalar  hava, toz veya damlacıkla duyarlı konakçıya ulaşırlaşabilirler.  Damlacıkla yayılma; öksürme-aksırma, tükürük, balgam, burun, gözyaşı sıvılarının damlacıklar halinde yayılmasıdır. TBC(tüberküloz, verem), grip, soğuk algınlığı, çocuk hastalıklarının çoğunluğu bu yolla yayılmaktadır.

¯  ARAÇLARLA BULAŞMA: Kontamine olmuş ( enfeksiyon etkeni  bulaşmış) nesnelerle oluşan bulaşmalardır. Örnek: HAV, enfekte yiyeceklerle; tetanoz mikrobu paslı çivi veya toprakla; hastalık etkenlerinin birçoğu da hastada kullanıldıktan sonra iyi sterilize edilmeden başka kişilerde kullanılan malzemelerle(airway, foley sonda, çarşaf, giysi vd.) bulaşır.

¯  VEKTÖRLE BULAŞMA: Bazı  mikroorganizmalar, bazı hayvanlarda gelişim aşamalarını tamamladıktan sonra hastalık oluşturabilmektedirler, örneğin sıtma mikrobu. Bazı kistik parazitler iyi pişmemiş etlerle ( inek, domuz eti ile) insan vücuduna girdikten sonra akciğer veya karaciğerde kist oluşturabilmektedirler. Hayvan dışkısı bulaşmış ve iyi yıkanmadan ya da pişmeden yenilen besinlerle parazitler vücuda girerek hastalık oluşturmaktadır. Veba (fare), kuduz ( kedi-köpek-fare vd) hayvanlarla bulaşan hastalıklardır.

Bazı  mikroorganizmalar (virüsler ve bakteriler) çok kolay bulaşabilirlerken; parazitler ve mantarların bulaşması daha zordur.

 

 

BULAŞICI HASTALIKLARDAN KORUNMA

 Hastane öncesi acil bakım personelinin bulaşıcı hastalıkların yayılma yollarını ve özelliklerini çok iyi anlamaları gerekir. Bir paramedik olarak, yukarıda anlatılan enfeksiyon zincirinin kırılmasında, sizin sorumluluğunuz çok  fazladır. Hastalıkların, hastadan hastaya, hastadan kendinize, hastadan meslektaşınıza ya da ailenize; özellikle de solunum yolu ve kan yoluyla bulaşmasını önlemek üzere, gerekli önlemlerin alınması ve ambulansın temizlenmesi sizin temel görevleriniz arasındadır. Bulaşıcı hastalıklardan korunma yolları: 1- Vücudun mikroplara karşı direnci, 2- Enfeksiyon kontrolü önlemleri.

 

 

             

1 - VÜCUDUN MİKROORGANİZMALARA KARŞI  DİRENCİ:

Mikroorganizma vücuda giriş kapılarından biriyle girer. Deri ve mukoza sağlam olduğu sürece vücudun savunma sistemleri içinde yer almakta ve mikrop girişine engel olmaktadır. Deri veya mukozada oluşabilecek en ufak bir hasar bu engelin bozulmasına ve mikrobun vücuda girmesine neden olacaktır. O nedenle, bir paramedik olarak elinizde ufacık bir sıyrık varsa ya da tırnağınızı fazla derin kesmişseniz hastanın kanına veya vücut sıvılarına kesinlikle eldivensiz dokunmayın.

Vücut mikroplara karşı  I- Özgül olmayan direnç, II- Özgül dirençle karşı koyar.

  

I- ÖZGÜL OLMAYAN DİRENÇ:  Vücuda giren her mikroorganizmaya karşı, ayırım yapmaksızın gösterilen dirençtir. Deri veya mukoza, sağlam olduğu sürece mikrobun vücuda girmesini engeller. Herhangi bir yolla deri barajını aşarak vücuda giren mikroorganizma,  fagositik hücreler  tarafından, Fagositoz denilen yöntemle yok edilir. RES (Retikülo endotelyal sistem) ise vücutta bulunan ağsı bir savunma sistemi olup, mikroorganizmalarla savaşır. Yangı, vücudun giren mikrobu yok ederken oluşturduğu tepkidir ( örnek, arı sokmasındaki kızarıklık ). Ateş, mikroorganizma vücuda girip çoğalırken, vücut savunma sistemini uyarır ve bu sayede mikroorganizmalar yok edilir. Savunma sisteminin uyarılabilmesi için vücut ısısının 375 - 38 °C  dereceye ulaşması gerekir. Bu nedenden dolayı, hastalandığımızda ateşimiz  yükselmektedir. Ateşin yükselmesi, savunma sisteminin harekete geçmesi anlamına gelmektedir. Yine aynı nedenden kişilerde ateş yükselmeye başladığında, ilaçlarla düşürmek yerine dışarıdan soğutma yolu ile ateş düşürülmeye çalışılır. Ancak ateş 38°C dereceye çıktı ise ve soğuk uygulama işe yaramamışsa, özellikle bebek ve çocuklar havale geçirmesin diye ateş düşürücü ilaçlar verilebilir.  Soğuk uygulama, musluk suyu (20°C) ile yapılmalıdır. Kişi musluk suyu ile ıslatılmış çarşafa sarılabilir; ya da oda sıcaklığındaki (20°C) su ile duş aldırılabilir. Veya vücudu silinir, Ancak, ateş sık takip edilmeli ve 38 °C dereceye ulaşmışsa, ateş düşürücüler doktor önerisine göre verilmelidir.

 

II- ÖZGÜL  DİRENÇ: Vücudun, mikroorganizmanın özelliğine göre tepki göstermesidir. Yani, vücut daha önce karşılaştığı mikroorganizmayı, tanır ve ona özel tepki gösterir, bunun diğer adı bağışıklıktır. İki çeşit bağışıklık vardır:

 

·    DOĞAL  BAĞIŞIKLIK ( DİRENÇ): Türe, ırka, genetik yapıya, yaşa, hormonal veya metabolik değişikliklere bağlı olarak görülen bağışıklıktır. Örnek; hayvan hastalıkları istisnalar dışında hayvanlardan insanlara veya insan hastalıkları, insanlardan hayvanlara bulaşmaz. Çünkü, insanda hastalık oluşturan  mikroorganizmalar  36 -37° C derecede çoğalabilirler, oysa hayvanların vücut ısıları daha düşüktür.

 

·   EDİNSEL  DİRENÇ ( SONRADAN KAZANILAN  BAĞIŞIKLIK):  Bu bağışıklık iki şekilde ortaya çıkar.

«Pasif  bağışıklık:

· Doğumdan itibaren var olan bağışıklıktır. Anneden, plasenta yoluyla (3 ay) veya emdiği sürece sütüyle bebeğe geçen savunma hücreleri, bebeği korur. 

· Yapay pasif bağışıklık, hastalık etkeni vücuda girdiğinde, vücut savunmasını oluşturana kadar, dışarıdan desteklenmek üzere serum veya immünoglobülin (başka bir canlıdan alınan savunma hücreleri) verilmesiyle oluşur.

«Aktif  bağışıklık:

· Doğal aktif bağışıklık, vücudun, hastalığı  geçirerek bağışıklık oluşturmasıdır; örnek, HAV enfeksiyonu geçiren kişi HAV ye, HBV enfeksiyonu geçiren HBV ye ömür boyu bağışıklık kazanır. Doğal aktif bağışıklığın ömür boyu koruyucu özelliği vardır.

· Yapay aktif bağışıklık, aşılarla oluşur. Ağır seyreden hastalıkların mikroorganizmaları ölü veya zayıflatılmış olarak, daha önce o mikrop ile karşılaşmamış kişilere verilerek vücudun bağışıklık oluşturması sağlanır. Kişi gerçek mikropla karşılaştığında, hastalık daha hafif geçirilir. Yapay yolla oluştuğu için, belirli aralıklarla aşı tekrarlanmalıdır.                                 

 

2 - ENFEKSİYON  KONTROLÜ  ÖNLEMLERİ:

Kişinin kendisini ve çevresini, bulaşma yollarına göre önlem alarak, bulaşıcı hastalıklardan koruması  amacıyla geliştirilmiş yöntemlerdir. Hastanelerde bulunan enfeksiyon kontrol komiteleri, hastanede  uyulması gereken kuralları saptarlar. Hastanede çalışan herkes bu kurallara uymak zorundadır. Siz de, çalıştığınız kurumda varsa, enfeksiyon kontrol komitesinin kurallarını öğrenerek uymaya çalışın. Günlük hayatta hastalıkların bulaşmasını önleyebilecek önemli birkaç uygulama:

¯  EL  YIKAMAK: Normal sabunla köpürterek ve ovarak el yıkamak, en iyi temizlik yöntemidir. Ve hastalıkların bulaşmasını önleyen en etkili yoldur.  Toplu yerlerde, hastanelerde ve tabii ki ambulansta mümkünse sıvı sabun kullanılmalıdır. Eğer kalıp sabun kullanılacaksa, sabunluklar süzgeçli olmalıdır, aksi halde, sulu bir ortamda bekleyen ve yumuşayan sabun, temizleyici özelliğini kaybetmekte, hatta mikrop yuvası haline gelmektedir. Toplu yerlerde sabun kullanılırken, sabunun yumuşamamış olmasına özen gösterin; elinizi aynı sabunla iki kere yıkayın ve sabunluğa geri koymadan önce sudan geçirerek köpüğünü akıtın.

¯  Hasta (hatta sağlıklı) kişilerin kullandığı malzemeler başkaları tarafından kullanılacaksa, önce kirleri su ile akıtılmalı, sonra sabunlu su (veya deterjanla) yıkanmalı ve mümkünse (ya da gerekliyse) sterilize edilmelidir.

¯  Başkaları ile özel eşyalar (tarak, jilet, diş fırçası, şapka, iç çamaşırı, yatak takımları vd.) paylaşılmamalıdır.

¯  Gerektiğinde izolasyon (ayırma, karantina) uygulanmalıdır. Solunum yolu ile bulaşan hastalık (örnek:TBC/verem) varsa, hastaya maske takılmalıdır. İdrar veya dışkı ile bulaşma söz konusu ise, mümkünse, hasta iyileşene kadar hastanın kullanacağı tuvalet (özellikle de klozet tipi-alafranga tuvalet) ayrılmalıdır. Tuvalet tek ise, o zaman hastanın tuvaleti her kullanımından sonra, dezenfektanla (deterjanda olabilir) sil(in)mesinde yarar vardır.

¯  Risk altındaki kişiler aşılanmalıdır. Hepatit B (HBV) taşıyıcı kişinin eşi HBV’ ye karşı, çocuklar çocuk hastalıklarına karşı, çocukluk çağı hastalıklarını ve HBV geçirmemiş sağlık personelinin bu hastalıklara karşı aşılanması önerilmektedir. Özellikle sağlık personeli, bayansa ve geçirmemişse kızamıkçık aşısını, erkekse ve geçirmemişse kabakulak aşısını yaptırması önerilmektedir.

¯  Başkalarının (özellikle hastanın) kan, tükürük, idrar, dışkı gibi atıkları ile doğrudan temas etmemeye özen gösterilmeli, temas edilecekse eldiven giyilmelidir.

¯  Mikroorganizmalar, çoğalmak için nemli ve kirli ortamları tercih ederler. O nedenle, ortamı hiçbir zaman nemli ve kirli bırakmayın. Temizlik veya bulaşık bezlerini kapalı yerde, ıslak ve sıkılı halde bırakmayın, daima havalanan bir yerde açarak asın ve kuru muhafaza edin.

¯  Unutmayın;      

                                  KURU  VE  TEMİZ  YERDE  MİKROP  ASLA  BARINAMAZ !

Başa Dön

 

ASEPSİ-ANTİSEPSİ

Mikroorganizmalar, bulundukları ortamın koşulları uygun olduğu takdirde kolaylıkla çoğalırlar. Uygunsuz koşullarda ise ya ölürler ya da durağan hale geçerek, çoğalmak için uygun koşulların oluşmasını beklerler. Yüksek organizma hücrelerine göre, mikroorganizmalar uygunsuz koşullara çok daha dayanıklıdır. Ortam koşullarının mikroorganizmalar üzerindeki etkisine örnek verecek olursak; bir etken, uygun şiddet ve miktarda olumlu etki yaparken, uygunsuz şiddet ve miktarlar öldürücü etki yapar. Örnek 37°C derecelik bir ısı, çoğalmayı mümkün kılarken, 100°C derecelik bir ısı öldürücü etki yapar. Ortam koşulları, fiziksel veya kimyasal olmak üzere iki grupta incelenebilir. Kimyasal bir etken, mikroorganizmalara çeşitli fiziksel koşullarda farklı etkiler  yapabilir. Bu  etkenler, sterilizasyon yöntemlerinde anlatılacaktır.

 

TANIMLAR:

 

Asepsi: Ortamın mikropsuz olması; ortamda patojen mikroorganizmaların bulunmayışıdır.

Antisepsi: Enfeksiyonun önlenmesi için, patojen mikroorganizmaların yok edilmesi işlemidir. Vücut yüzeyinde (deri ve mukozalarda) ve lezyonlarda (yara vb.) bulunan patojen mikroorganizmaların, kimyasal maddelerle temizlenmesi işlemidir.

Antiseptik: Canlı yüzeylerdeki patojen mikroorganizmaları temizleyerek, antisepsiyi sağlayan kimyasal maddelerdir.

Dezenfeksiyon: Herhangi bir (cansız) yüzeyde bulunan patojen mikroorganizmaların, kimyasal maddelerle temizlenmesi işlemidir.

Dezenfektan: Cansız yüzeylerdeki patojen mikroorganizmaları temizleyerek, dezenfeksiyonu sağlayan kimyasal maddelerdir.

Sterilizasyon: Herhangi bir maddenin ya da cismin üzerinde bulunan, tüm patojen ve nonpatojen mikroorganizmaların temizlenmesi işlemidir. Sadece cansız nesnelere uygulanabilir. Steril, madde üzerinde patojen veya nonpatojen hiçbir mikroorganizmanın bulunmaması demektir. 

Mikrobiyostatik; (Stazis = sessiz kalmak):  Mikrobiyostatik kimyasal maddeye  maruz kalan mikroorganizma ölmez, temas ettiği sürece çoğalması önlenmiş olur. Mikroorganizma halen canlıdır, temas sona erdiğinde koşullar eski haline döneceğinden çoğalmayı sürdürür.

Bakteriyostatik: bakterilerin üremesini durduran kimyasal maddeler;

Fungustatik: mantarların üremesini durduran kimyasal maddeler.

Germicide=Jermisit=Mikrobisit; ( - cide , -sit = öldürücü) : Mikroorganizmaları öldüren; gelişme ve çoğalmalarını engelleyen kimyasal etkenlere denir. 

Bakterisit: bakteriyi öldüren kimyasal maddeler;

Fungusit: mantarları öldüren kimyasal maddeler;

Virüsit: virüsleri inaktive eden kimyasal maddeler.

 

 

Home | About | Workspaces | Lecture Notes | Course Videos | Articles | News | Online Books | International Meetings | Contact | Tags © All Rights Reserved